A- Arı
Hastalıkları ve Sınıflandırılması
Arının
gelişme dönemi pek çok hastalık etmeni ve zararlı için uygun ortam
oluşturduğundan arılarda çok sayıda hastalık ve zararlı görülmektedir. Bununla
birlikte, dünyadaki hızlı ulaşım, kıtalar ve ülkelerarası arı, arı ürünleri ve
arıcılık malzemeleri ticareti arı hastalıklarının kısa sürede tüm ülkelere
yayılmasına neden olmaktadır.
Benzer şekilde, gezginci arıcılık da
hastalık ve zararlıların ülke içindeki hızlı yayılışında önemli bir etkendir.
Arı hastalıkları genellikle ilkbahar aylarında görülür. Bunun başlıca nedeni
ilkbahar aylarında özellikle yavru yetiştirme faaliyetinin büyük hız kazanmış
olması ve beklenmeyen soğuk ve yağışlı havalardır. Bu nedenle bu kritik dönemde
arıların özellikle yavru hastalıklarına karşı korunması için, koloni
kontrollerinde koloninin üşütülmemesine özen gösterilmelidir
Arı hastalıkları, hastalığı oluşturan
etmene göre; bakteriyel (Amerikan ve Avrupa Yavru Çürüklüğü, Septisemi), fungal
(Kireç ve Taş hastalığı), viral (Kronik ve Akut Arı Felci), paraziter (Varroa
jacobsoni ve Acarapis voodi) ve Protozoan (Nosema ve Amoeba) ya da hastalığın
oluştuğu konukçuya göre; Ergin ve Yavru Arı Hastalıkları olarak
sınıflandırılabilir. Pek çok patojen arıların gerek gelişme gerekse yetişkin
dönemlerinde hastalık oluşturabilir. Ancak bu patojenlerin hepsi aynı derecede tehlikeli değildir. Amerikan yavru çürüklüğü ve varroa gibi çok
tehlikeli ve hızlı yayılıcı bazı arı hastalık ve zararlılarının kontrolünde
"Ulusal Kontrol Programları"na ihtiyaç duyulur. Halihazırda ülkemizde mevcut olup ve ülkemiz
arıcılığı için önemli bulunan bazı arı hastalık ve zararlıları aşağıda
verilmiştir.
1. Yavru Hastalıkları
a)
Amerikan Yavru Çürüklüğü
Ülkemizde
ihbarı zorunlu yavru hastalıklarından olan bu hastalığın etmeni Paenibacillus
larvae adlı bir bakteridir. Değişik çevre şartlarında uzun bir yaşam süresi
olan sporları besleme görevi yapan bakıcı arılar tarafından larvaya
bulaştırılır. Hastalığın yayılmasını sağlayan sporlar kovanın herhangi bir
yerinde, peteklerde, bal ve balmumunda veya herhangi bir ortamda 35-60 yıl
canlı kalıp bu süre sonunda bile hastalık oluşturabilirler. Bu nedenle bu
hastalığa karşı gerekli hassasiyetin gösterilmesi ülkemiz arıcılığının geleceği
yönünden hayati önem taşımaktadır.
Amerikan
yavru çürüklüğü görüldüğünde veya şüpheli durumlarda Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının İl ve İlçe Müdürlüklerine veya Ankara Etlik ve İzmir Bornova'da
bulunan Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine ya da Ek.1'de adresleri
verilen arıcılık konusunda uzmanlaşmış kurumlardan birine başvurularak teknik
yardım istenmelidir. Ayrıca, bu hastalığın ihbar edilmesi kanuni bir
zorunluluktur. Hastalıklı kolonilerin nakilleri de yasaktır. Arıcı her şeyden
önce kendi geleceği için bu kurallara uymalıdır.
Hastalığın
Belirtileri
Yavrulu
petekler incelendiğinde öncelikle düzensiz yavru görünümü dikkat çeker. Kapalı
yavrulu hücreler arasına dağılmış düzensiz açık yavru ya da boş hücreler
gözlenebilir. Dışbükey görünümünde olması gereken kapalı yavru hücreleri içe
çökmüş, çukurumsu görüntü sergiler ve üzerleri deliktir. Hastalıklı yavru
beyazdan sarıya daha sonra da kahverengine dönüşür, bir çöple dışa çekildiğinde
iplik şeklinde uzar ve tutkal gibi kokar. Çürüyerek ölmüş yavrunun kalıntısı
hücre yan duvarı ve tabanına yapıştığından arılarca temizlenmesi zordur.
Mücadelesi
Bu
hastalıkla en kesin ve en etkili mücadele yöntemi, hastalıklı kolonilerin
tümüyle yakılarak yok edilmesidir. Böylece, hastalığın diğer kolonilere
bulaşması önlenmiş olur. Bazı ülkelerde hastalıklı kolonilerin yakılması yasal
bir zorunluluktur. Bakteri sporları antibiyotiklerle öldürülemediği için
hastalıkla mücadelede antibiyotik uygulamasının fazla bir yararı olmaz.
Antibiyotik uygulaması hastalığı baskı altına alabilir ancak uygulamadan
vazgeçildiği anda hastalık tekrar görülür. Daha önemlisi, bu tür koloniler
arılıktaki diğer sağlıklı koloniler ve bölge için sürekli hastalık kaynağı
olurlar. Arıları ve petekleri yakılmış koloninin, boş kovanı ve kovan kapağı
pürümüzle en ince detaylarına kadar yakılıp 40 lt suya 400 gr sodyum hidroksit
katılarak elde edilen sıvı ile yıkandıktan sonra tekrar kullanılabilir. Diğer
alet ve ekipmanlar da bu sıvı ile yıkanmalıdır.
Hastalıktan
uzak kalmak için arı satın almalarda ve temel petek kullanımında dikkatli
olunmalıdır. Temel petek kullanırken temel peteğin hiçbir zaman hastalık
geçirmemiş kolonilerden elde edilmiş balmumundan üretilmiş olmasına özen
gösterilmelidir. Temel petek mutlaka sterilize edilmiş balmumundan üretilmiş
olmalıdır. Hükümlerine uyulması zorunlu olan "Arıcılık Yönetmeliği"ne
göre de temel petek yapımında kullanılacak balmumu 110 oC'da 12 saat
süre ile sterilize edilmelidir.
b)
Avrupa Yavru Çürüklüğü
Dünyada
en yaygın görülen hastalıklardan biridir. Hastalığın etmeni en son yapılan
sınıflandırmaya göre Melisococcus pluton adında bir bakteridir. Hastalıkta
diğer bazı (sekonder) bakteri türleri de görülür ancak bunlar doğrudan hastalık
oluşturmazlar fakat ölü larvanın kokusu ve kıvamı üzerinde etkili olurlar.
Hastalığın
Belirtisi
Hastalığın
kendine özgü kokmuş et ya da balık kokusunu andıran kokusu kovan açıldığında
algılanabilir. Açık yavru döneminde ölmüş larvalar koyu kahverengi ve siyaha
yakın renktedir ve larvadaki renk değişimi önemli bir belirtidir. Hastalığın
çok şiddetli seyrettiği durumlarda kapalı yavru gözlerinde de görülebilir.
Ölmüş larva bir çöple çekildiğinde Amerikan yavru çürüklüğünde görülen ipliksi
uzama görülmez, kolayca petek hücresinden çıkartılabilir. Genellikle, Amerikan
yavru çürüklüğü kapalı yavrularda görülürken Avrupa yavru çürüklüğü açık
yavrularda görülür.
Mücadelesi
Amerikan
yavru çürüklüğündeki uygulamanın aksine şiddetli durumlar hariç, bu hastalıkta
arıların ve yavru peteklerin imhasına gerek yoktur. Koloninin ana arısı bir
süre kovan içerisinde kafeslenerek yumurta atması engellenir. Oxytetracycline,
erythromycin veya diğer antibiyotik uygulamaları ile tedavi edilebilir. Ancak,
antibiyotik kullanımı konusunda mutlak surette bir uzmanın görüş ve önerileri
alınmalıdır. Çünkü antibiyotikler belli aralıklarla, belli dozlarda ve belli
bir süre için kullanılması gereken maddelerdir. Aksi halde arı kolonisine, aile
bütçesine ve balın kalitesine zarar verilir. Antibiyotik verilen kovanın balı
uzun bir süre tüketilmemelidir. Örneğin bu sürenin oxytetracycline grubu için
en az 8 hafta olmasına karşın diğer antibiyotik grupları için 1 yıla kadar
çıkabilir.
Arılıkta
kullanılan ekipman ve hastalıklı kolonilerin boş kovanları 50 lt suya 1 kg
soda veya 1/1'lik amonyum klorid
eriyiği ile dezenfekte edilmelidir.
Yavru
Çürüklüğü Hastalıklarından Korunma
Gerek
Amerikan yavru çürüklüğü gerekse Avrupa yavru çürüklüğü hastalıklarından
korunmak için;
* Arılık her zaman
temiz ve düzenli olmalıdır.
* Arı ve ana arı
satın alırken alımlar, sağlık belgesi veren ve güvenilir kurumlardan
yapılmalıdır.
* İkinci el
alet-ekipman alındığında bunlar dezenfekte ve sterilize edilmelidir.
* Amerikan yavru
çürüklüğü hastalığının bulaşmasını ve yayılmasını sağlayan bakteri sporları bal
içinde yıllarca yaşayabildiğinden arılar kaynağı belli olmayan ya da hastalık
geçirmiş arılıklardan elde edilen ballarla beslenmemelidir.
* Kaynağı belli
olmayan oğullar arılığa alınmamalıdır.
* Arılıkta
yağmacılığa meydan verilmemelidir. Kovanların yerleşme düzeni arıların yanlış
kovanlara girmelerini önleyecek şekilde olmalıdır. Bunun için kovanların uçuş
delikleri farklı yönlere bakmalı ve kovanlar arası mesafe 1-2 m'den az
olmamalıdır. Mümkünse bu mesafe artırılmalıdır.
* Koloniler arasında
petek alış-verişi yapılırken dikkatli davranılmalıdır.
* Mümkün olduğunca
eski petek kullanmaktan kaçınılmalıdır.
* Koloniler nektar ve
polen kaynağı yönünden zengin bölgelerde tutulmalı, hastalık riski bulunan
yerlere arı götürülmemelidir.
* Koloniler sürekli
kontrol edilmeli, hastalığın yayılmasını önleyen en etkili yolun erken teşhis
olduğu unutulmamalıdır.
c)
Kireç Hastalığı
Etmeni
Ascosphaera apis adlı bir fungus (mantar) olan yavru hastalığıdır. Hastalıklı
larvalar mumyalaşmış olup siyahımsı, gri veya beyaz renktedirler. Hastalığın
ilk dönemlerinde beyazlaşmış larvalar iki parmak arasında ezilebildiği halde
ileri dönemde pirinç tanesi gibi sertleşerek arılar tarafından kovan önüne ve
uçuş tahtası üzerine atılırlar.
Hastalığın
etmeni olan sporlar toprak altında ve değişik ortamlarda 15 yıl etkinliğini
sürdürebildiğinden ve rüzgarla sürüklenebildiğinden bu hastalıkla daha çok
kültürel önlemlerle mücadele edilerek başarılı sonuçlar alınabilir.
Hastalığa
neden olan fungus, yeterli havalandırmanın olmayışı sonucu kovanda biriken CO2
ve nemli ortamda gelişir. Bu nedenle kovanlar sehpalar üzerine yerleştirilerek
havalandırma sağlanmalı ve nemden korunmalıdır. Kireç hastalığına karşı
alınabilecek bir başka önlem, hastalığa yakalanan kolonilerin ana arılarının
hastalığa yakalanmayan kolonilerden üretilen yeni ana arılarla
değiştirilmesidir.
Zayıf koloniler hastalığa daha
hassastırlar. Bunun için güçlü kolonilerle çalışmak en iyi kültürel yöntemdir.
Kolonilerin beslenmesi ve arılara doğal nektar kaynağı sağlanması da bu
hastalığa karşı etkin bir mücadele yöntemidir. Kolonide stres oluşturan açlık,
üşütme ve rahatsız etme gibi durumlar yanında bölme yaparak koloni işçi arı
varlığının azaltılması, gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanarak larvanın
sindirim sistemindeki faydalı floranın tahrip edilmesi kireç hastalığının
ortaya çıkmasına veya şiddetinin artmasına neden olan uygulamalardır. Bu
uygulamalardan kaçınmak, güçlü koloniler ve genç ana arılarla çalışmak
alınabilecek en iyi koruma tedbirleridir.
Kireç hastalığının tedavisinde koloni
şartlarında uygulanan ilaçlı mücadele denemelerinden bugüne kadar tatmin edici
olumlu sonuçlar alınamamıştır.
2. Ergin Arı Hastalıkları
a)
Nosema
Nosema
apis adı verilen tek hücreli bir mikroorganizmanın neden olduğu, oldukça tehlikeli sayılan ergin arı
hastalığıdır. Hastalığa yakalanmış kolonilerde davranış değişimi ve hızlı yaşlanma
görülür. Hastalığın kesin olarak tanınması için hasta arı midesinin makroskobik
veya mikroskobik incelenmesi gerekir.
Normalde saman rengi olan sağlam arı
midesi hasta arıda katı, kirli ve beyaz renktedir. Hastalık yıl içerisinde
çeşitli zamanlarda görülebilmekle beraber en yüksek düzeyde ilkbaharda, ikinci
derecede ise sonbaharda ortaya çıkar.
Nosemaya
yakalanmış kolonilerde; çerçevelerin, peteklerin, kovan kapağı ve uçuş tahtası
üzerinde turuncu ve beyaz renkte arı pisliği görülür. Hastalığın yayılması
besin yoluyla olur. Hasta arılar bakıcılık gücünü kaybederler, uçamazlar ve
kovan etrafında sürünürler.
Nosema
hastalığının önlenmesi ve tedavisinde fumagillin uygulaması yapılır. İlaç
ilkbahar ve sonbaharda şerbetle birlikte verilir. Özellikle sonbaharda şurupla
birlikte verilen fumagillin iyi bir tedbirdir. Kolonilerin polen dışında polen
yerine geçen kek karışımları ve kış aylarında salgı ballarıyla beslenmesi
hastalığa sebep olabilen uygulamalardır. Hastalık daha çok besleme hataları
sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıkla ilişkili olarak, arıların bal ve polen
dışında herhangi bir maddeye ihtiyaç duymadıkları unutulmamalıdır.
3.
Paraziter Hastalıklar
a)
Varroa
Bu
hastalık, Varroa jacobsoni adlı bir dış parazitin sebep olduğu, hem yetişkin
arıda hem de yavruda zarar oluşturan, çok hızlı gelişmesi ile tüm dünya üzerine
yayılan ve mücadele edilmediği taktirde kolonilerin sönmesine neden olan
tehlikeli paraziter bir hastalıktır.
Varroanın dişisi oval görünümde ve
koyu kahve renktedir. Vücut uzunluğu 1.1-1.3 mm, eni ise 1.5-1.7 mm arasında
değişmektedir. Vücudun alt kenarı 4 çift bacak ile çevrilidir. Ağız yapısı
sokucu ve emicidir. Gerek ergin gerekse larva ve pupa döneminde arının kanını
emerek beslenir. Bu nedenle arıya her dönemde zarar verir. Erkek varroa,
sarı-gri renkte yuvarlak görünümlü, dişi varroaya oranla daha yumuşak bir kitin
ile kaplıdır. Erkek varroalar dişi ile çiftleşme sonrası öldüklerinden yetişkin
arı üzerinde görülmezler.
Varroanın kolonilerde üremesi
ilkbahar kuluçka faaliyetiyle birlikte başlar. Sonbaharda bu faaliyetin sona
ermesine kadar sürer. Kışı yalnızca ergin dişiler geçirir. Varroanın üreme ve
gelişmesi kapalı yavru gözlerinde gerçekleşir. Ergin dişiler yavru gözlerinin
kapanmasından hemen önce bu gözlere girerek iki gün sonra yumurta bırakmaya
başlarlar. İlk 24 saatte yumurtalardan 6 bacaklı larvalar çıkar ve tüm gelişim
erkeklerde 6-7 günde, dişilerde ise 8-10 günde tamamlanmaktadır. Gelişimini
tamamlayan varroalar kapalı yavru gözü içinde çiftleşirler. Çiftleşmeden hemen
sonra erkek ölür. Dişiler ise beslenmeyi sürdürerek arıların gözden çıkması ile
birlikte gözü terk ederler.
Ergin dişi varroalar kışın 5-6 ay
yazın ise 2-3 ay yaşarlar. Ergin dişi varroanın yavru gözüne 5 ve daha fazla
yavru bırakması durumunda arı gelişmesini tamamlayamaz ve siyahımsı-gri renkte
kanatsız olarak çıkar. Ancak bir görüşe göre kanatsızlığın doğrudan varroaya
bağlı olmadığı parazitin varlığında
etkisini gösterebilen bir virüse bağlı olduğu belirtilmektedir. Varroa parazitinin
gerek larva ve pupa gerekse ergin dönemde arının kanını emerek gelişme ve
çalışma aktivitesini zayıf düşürmesi başka hastalıkların da ortaya çıkmasına
neden olmaktadır.
Kimyasal Mücadele
Varroanın
dünyada ve ülkemizde ilk görüldüğü yıllarda mücadele için uygun olan veya
olmayan bir çok ilaç varroa mücadelesinde kullanılmıştır. Günümüzde varroa
mücadelesi için piyasada 20 civarında ruhsatlı ilaç bulunmasına rağmen bazı
arıcılar ruhsatsız ilaç ve karışımlar kullanabilmektedir. Varroa mücadelesi
için ruhsatlandırılmamış hiçbir ilaç hiçbir zaman; ruhsatlı olanlar da
kullanılma dönemleri dışında özellikle de bal üretim dönemlerinde
kullanılmamalıdır. Aksi halde, bu ilaçların bal ve balmumundaki kalıntıları
insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.
Varroa mücadelesinde bir başka önemli
nokta mücadele dönemidir. Erken ilkbaharda kolonilerde kapalı yavrunun olmadığı
veya en az olduğu, sonbaharda ise kapalı yavrunun sona erdiği son bal
hasadından sonraki dönem en etkin mücadele dönemidir. Varroa mücadelesinde
altın kural; mücadelenin uygun zamanda, uygun ilaçla uygun dozda yapılmasıdır.
Bahsedildiği üzere varroa ile en iyi mücadele zamanı erken ilkbahar ile geç
sonbahardır. Kapalı yavru dönemindeki kimyasal mücadeleden olumlu sonuç almak
mümkün değildir. Çünkü hiçbir ilaç kapalı yavru içindeki varroalara
ulaşamamakta ve öldürememektedir.
Fiziksel Mücadele
Bilindiği
gibi dişi varroalar ilkbahar döneminde yumurta
atmak için erkek arı gözlerini tercih ederler. Bu dönemde kolonilere
üzerinde erkek arı gözü bulunan petekler verilerek dişi varroaların erkek arı
gözlerinde toplanması sağlanır. Bu gözler kapandıktan sonra kovandan
çıkartılarak imha edilir. Böylece dişi varroanın bu dönemde attığı yumurtalar
ve kendisi erkek arı pupaları ile birlikte yok edilmiş olur. Bu dönemde
koloniye yarısı kesilmiş petekli çerçeve verildiğinde, arılar peteğin alt
kısmına erkek arı gözlü yeni petek örerek tamamlarlar. Varroalar erkek arı
gözlerinde çoğalmayı tercih ettiklerinden gözlerin kapanmasından hemen önce bu
gözlere girerler. Bu gözlerin kapanmasından sonra erkek arı gözlü petek
kesilerek imha edilir. Bu yöntemle kolonideki varroa miktarını azaltmak
mümkündür. Ancak aynı zamanda işçi arı gözlerinde de çoğalan varroalar
etkinliğini sürdürür.
Bir başka mücadele yöntemi, nektar
akımı döneminde işçi arı gözleri içerisine bırakılan varroa yumurtalarını yok etmeye yönelik çalışmadır.
Bu yöntemde, koloninin ana arısı ana arı ızgarası kullanılarak bir çerçeveye
hapsedilir ve böylelikle bütün varroa yumurtalarının bir petekte toplanması
sağlanır. Bu petek kapalı yavru döneminde kovandan çıkartılarak imha edildiğinde
kovandaki varroa yumurtalarının tamamı yok edilmiş olur. Bu yöntemin
dezavantajı her dönemde uygulanamaması ve koloni gelişimini kısmen
engellemesidir.
B- Arı Zararlıları
a) Petek Güvesi
Büyük
Petek Güvesi (Galleria mellonella) ve Küçük Petek Güvesi (Achroia grisella)
olmak üzere iki türü vardır. Büyük petek güvesi daha zararlıdır. Petek güvesi
özellikle sahil şeridindeki arılıklarda daha sık görülür ve ciddi tahribatlar
oluşturur. Güvenin larvası zayıf kolonilerin peteklerinde ve balı süzülmüş
peteklerin saklanması sırasında, peteklerdeki balmumu ve polenle beslenerek
petekleri tahrip eder. Koloni güçlü olduğu ve tüm petekler arılarla sarılı
olduğu sürece koloni içinde zarar veremez. Bu yönüyle koloni içinde bulunan
peteklerin tümünün arılarla sarılmış olması güvenin çoğalmasını önler. Güve
sorunu ve tahribatı daha çok balı süzülmüş peteklerin saklanması sırasında
görülür.
Balı
süzülmüş peteklerin korunmasında fiziksel, kimyasal ve biyolojik metotlar
kullanılabilir. Peteklerin 10 oC'nin altında örneğin soğuk hava
depolarında saklanması peteklerde bulunan güve yumurtalarının açılımını ve
larva gelişimini engeller. Peteklerin 12 oC'da 3 saat veya 15 oC'da
2 saat bekletilmesi petekte bulunan yumurta da dahil olmak üzere bütün gelişme
dönemlerindeki güveyi öldürür. Kimyasal mücadele olarak peteklerin saklandığı
muhafazalı odalarda 1 m3 hacim için 50 g toz kükürt yakılarak
peteklerde bulunan güve larvaları, pupaları ve yetişkinleri öldürülebilir. Bu
uygulamada güve yumurtaları ölmediği için uygulamanın sıcaklığa bağlı olarak
tekrarlanması gereklidir. Kimyasal mücadele olarak arıcılar arasında sıkça
görülen naftalin kullanılmamalıdır. Kanserojen ve petrol ürünü olan naftalin
bal ve balmumunda kalıntı bırakmaktadır. Biyolojik mücadele olarak uygulanan
Bacillus thuringiensis'in temel peteklere katılması dış ülkelerde uygulanmakta
olup ülkemizde bu uygulama henüz yapılmamaktadır.
b) Eşek Arıları
Ülkemizde Vespa orientalis ve Vespa crabro adlı türleri oldukça yaygındır. Yavru yetiştirme dönemlerinde bal arılarını arazide besin toplarken veya kovan uçuş tahtası üzerinden yakalayarak yuvalarına götürürler. Bazı yıllarda arılara ciddi zarar verirler. Eşek arıları ile kesin bir mücadele yöntemi olmamakla birlikte; yuvaların tahrip edilmesi, içine et, balık, ciğer konan tuzaklarla sayılarının azaltılması, kovan giriş deliğinin daraltılması, böcek öldürücü ilaç ve kıymadan yapılacak zehirli yem ile yuvalarındaki yavrularının öldürülmesi faydalı olabilecek bazı uygulamalardır. En iyi yol, eşek arısı sayısının çok arttığı dönemlerde kolonilerin bu bölgeden taşınmasıdır.
c)Arı kuşları
d)Kirpi
e)Karınca
Ruhsatlı İlaçların Etken Maddeleri
Amitraz (Yağda Eriyen)
Flumetrin (Yağda Eriyen)
Kumafos (Yağda Eriyen)
Timol (Suda Eriyen)
Formik Asit (Suda Eriyen)
Oksalik Asit (Suda Eriyen)
İlkbaharda zamanında en az 2 ve Sonbaharda zamanında
en az 2 etken madde kullanmayan arıcıdan koloni çökmesi hikâyeleri dinlemeye
hazır olun.
Etken Maddelerin Çalışma Sistemleri
Temas (Kontakt) ve Sistematik (Oral) şeklindedir…
Temas (Kontakt)
Çalışma Sistemi Kovan içerisine verilen etken madde
emdirilmiş materyale arıların dokunması ya da kovan içine verilen etken
maddenin kovan içindeki tüm arılara ve dolayısı ile varroalara teması sonrası
etken madde çalışmaya başlar.
Sistematik (Oral)
Çalışma Sistemi Kovan içerisine verilen içerisinde
etken madde bulunan sıvı veya katı materyalleri, arıların yiyerek etken
maddenin arının kanına (hemolenfine) geçmesi sonrası arının üzerindeki ergin
varroaların beslenmesi sonucu etkilenmesi ile çalışır.
Ruhsatlı İlaçların Etken Maddeleri
Flumetrin (Sentetik piretroid)
Aynı etken madde bit, kene, pire, sivrisinek,
hamamböceği, akrep, karıncalara karşı kullanılıyor.
Flumetrin, temas (sürtünme) ile varroaya etki eder.
Etken maddeye temas sonrası varroanın hücrelerinin
sodyum kanallarının açılarak uzaması sonucu felç ve sonrasında ölüme neden
oluyor.
Ayrıca sinir hücrelerini etkileyerek huzursuzluk,
çırpınma ve felç sonucunu doğuruyor.
Flumetrin uygulaması sonrası polen kutularında veya
telli altlıkların ızgaralarında canlı ama sırtüstü titreyen varroalar
görülebilmektedir.
Flumetrin Uygulama Zamanı
*Büyük bal akımından bir ay öncesi ve bal hasadı
sonrası her dönemde kullanılabilir.
*Ergin varroalara etki ettiğinden yavrusuz dönemde
eğer arı da hareketli ise çok daha etkili sonuçlar verir. *Piretroid türü
ilaçların en etkili süresi 4 hafta olduğundan bu süre sonunda şeritler
koloniden mutlaka alınmalıdır. Azami süre ise 6 haftadır.
*Silikon ya da ahşap şeritlerin yavrulu alana değdiği
yerlerdeki yavrulu bölge hasarlanmaktadır. Mümkün olduğu kadar ön tarafa
konulmalıdır.
Flumetrin Etken Maddeli Ruhsatlı İlaçlar
Varostop
*Kutuda her bir şerit 3,6 mg. Flumetrin içeren 10
ahşap şerit
*Üretici Firma: Primavet (Bulgaristan)
*Ruhsat Sahibi Firma: Lavita
Varostop Doz
*Ortalama 2,5 çerçeve arıya 1 şerit
2-3 çerçevelik koloni: 1 şerit
4-5 çerçevelik koloni: 2 şerit
6-7 çerçevelik koloni: 3 şerit
8-10 çerçevelik koloni: 4 şerit
Fluvar
*Kutuda her bir şerit 3,6 mg. Flumetrin içeren farklı
sayıda ahşap şeritler
*Üretici Firma: Biyoteknik
*Ruhsat Sahibi Firma: Biyoteknik
*İlgili firma ile yapılan iletişimde ve internet
ortamında görsel elde edilememiştir.
Fluvar dozu Varostop’ta olduğu gibidir.
Bayvarol
*Kutuda her bir şerit 3,6 mg. Flumetrin içeren 20
silikon şerit
*Üretici Firma: Bayer
*Ruhsat Sahibi Firma: Bayer
Bayvarol Doz
Prospektüste 7-8 çerçevelik koloni: 2 şerit Daha güçlü
kolonilere 4 şerit yazsa da…
(Varostop’ta olduğu gibidir.)
*Ortalama 2,5 çerçeve arıya 1 şerit
2-3 çerçevelik koloni: 1 şerit
4-5 çerçevelik koloni: 2 şerit
6-7 çerçevelik koloni: 3 şerit
8-10 çerçevelik koloni: 4 şerit
Flumetrin Hakkında Uyarılar
*Arıcılar arasında yaygın biçimde kullanılan, kulaktan
dolma bilgilerle büyükbaş hayvanlar için üretilen Flumetrin etken maddeli ucuz
ilaçlardan yapılan kartona-mukavvaya emdirilmiş ürünler kullanılmamalıdır.
*Uygun doz ayarı yapılamaması ve diğer hayvanlar için üretilmiş etken maddeyi
taşıyıcı malzemeler arı sağlığını etkileme ihtimali sebebiyle Flumetrin’e
dirençli hatların oluşması ve arıların sağlığının bozulması gerçekleşmektedir.
Kumafos (Organik Fosfor İnsektisit)
Aynı etken madde sığır, koyun, kedi ve köpeklere karşı
kullanılıyor.
Kumafos sistematik olarak varroaya etki eder.
Etken maddenin arıların birbirlerini temizleme
davranışıyla vücuduna girmesi ile varroanın arının üzerinden beslenmesi sonucu
varroaya geçer.
Etken maddeyi alan varroada felç gerçekleşir ve
sonunda ölür.
Yüksek dozda Kumafos kullanıldığında zehirlenme sonucu
ergin arı ölümleri görülebilmektedir.
Kumafos Etken Maddeli Ruhsatlı İlaçlar
Perizin
*20 ml. ve 50 ml. %3,2 Kumafos içeren şişelerde (1 ml.
Çözeltide 32 mg. Kumafos)
*Üretici Firma: Bayer
*Ruhsat Sahibi Firma: Bayer
Perizin İlacının Hazırlanması
*Her 1 ml. ilaç / 50 ml. Su ile karıştırılarak ilaç
kullanıma hazır hale gelecektir.
*20 ml. şişe için 1 litre su…
*50 ml. şişe için 2,5 litre su…
*Arısı az olanlar ise ilaç şişesinden şırınga ile
istediği miktarda çekerek 1/50 oranında sulandırabilir.
Kumafos Uygulama Zamanı
*Büyük bal akımından bir ay öncesinde uygulama mutlaka
bitirilmelidir ve bal hasadı sonrası kullanılabilir. *Ergin varroalara etki
ettiğinden yavrusuz dönemde çok daha etkili sonuçlar verir.
*Arılar ilaçlama esnasında ıslandıklarından
birbirlerini temizleyecek kadar hareketli olmalılar.
Perizin Doz
*Sulandırılarak hazırlanan çözeltinden arılı her
çerçeve arasına uygun doz aleti ile ya da şırınga ile 5 cc. damlatılır.
*Damlatma esnasında arılar üzerine eşit biçimde
dağıtılmasına özen gösterilmelidir.
Perizin Uygulama Sıklığı
*1 hafta arayla 2 uygulama yapılması öneriliyor.
*Bazı arıcılar tarafından hazırlanan çözelti arıların
üzerine damlatılması yerine sıvı besleme ürünü ile verilmektedir. Etken
maddenin homojen dağılmaması ve sıvı besleme ürününün stoklanabilme ihtimaline
karşı önerilmemektedir.
AB Var C
*70 gr. tablette 400 mg. Kumafos (Kurabiye)
*Üretici Firma: Laboratorio BALDAN (Arjantin)
*Ruhsat Sahibi Firma: Biohayat
AB Var C Uygulama Zamanı
*Büyük bal akımından 45 gün öncesi ve bal hasadı
sonrası her dönemde kullanılabilir.
*Ergin varroalara etki ettiğinden yavrusuz dönemde çok
daha etkili sonuçlar verir.
*Kurabiye 40-45 gün kadar kolonide etkili olmaktadır.
AB Var C Doz
*5 çerçeveye kadar kolonilerde: 1/2 tablet
*5 çerçeveden daha güçlü kolonilerde: 1 tablet
Amitraz (İnsektisit-Böcek öldürücü)
Amitraz, evcil hayvanların dış parazitlerinden bit,
pire, kene çeşitleri ve uyuz etkenleri üzerinde birinci derecede etkilidir.
Amitraz nasıl etkiler?
Amitraz, temas (Kontakt) olarak varroaya etki eder.
Etken maddenin kovan içine verilmesi ile varroaların
merkezi sinir sistemlerinde etkileşime girerek, nöronal aktivitede artışa ve
sonuçta ölüme neden olur.
Etken maddeye maruz kalan varroaların üzerinde olduğu
arıları daha da rahatsız etmesi sonucu uygulama sonrası uçuş deliğinde fazla
sayıda huzursuz arı görülebilir.
Amitraz Etken Maddeli Duman Formunda
Ruhsatlı İlaçlar
Varroset
*Mukavvaya emdirilmiş 400 mg. Amitraz
*Üretici Firma: ArıFarma
*Ruhsat Sahibi Firma: ArıFarma
Varroason
*Mukavvaya emdirilmiş 266,5 mg. Amitraz
*Üretici Firma: İlter-İş
*Ruhsat Sahibi Firma: İlter-İş
Vamitrat-VA
*Mukavvaya emdirilmiş 20 mg. Amitraz içeren kovan içi
yakma şerit
*Üretici Firma: ArıKimya
*Ruhsat Sahibi Firma: ArıKimya
Vamitrat-VA Doz
1 tütsü kağıdı kovan içerisinde 2 çerçeve arasında
asılan telde yakılarak kullanılır. Bu işlem esnasında uçuş delikleri kesinlikle
kapatılmaz. Aynı uygulamayı alt polenlik kısmına konulan metal kaplar
içerisinde yakarak yapan arıcılarımızda mevcuttur.
Rulamit-VA
*Mukavvaya emdirilmiş 265 mg. Amitraz
*Üretici Firma: ArıKimya
*Ruhsat Sahibi Firma: ArıKimya
Amitraz Duman Doz
1 tütsü kağıdı boş körükte yakılır.
1 tütsü kağıdı 15 kovana 7-8 pompa şeklinde verilir.
Uçuş deliği kapatılmaz.
1 koloni için 1 uygulama dozu 20 mg. Amitraz’dır.
Amitraz Duman Uygulama Zamanı
*Büyük bal akımından 1 ay öncesi ve bal hasadı sonrası
her dönemde kullanılabilir.
*Ergin varroalara etki ettiğinden yavrusuz dönemde çok
daha etkili sonuçlar verir.
*Arıların hareketli olduğu günlerde verilmesi arıların
temizlenmesine yardımcı olur. Salkımdaki arıya verilmemesi önerilmektedir.
Amitraz Duman Uygulama Sıklığı
*4 gün arayla 3 uygulama yapılması önerilmektedir.
*Çok uzun yıllardan beri kullanım kolaylığı ve
ucuzluğu sebebiyle tercih edilen Amitraz etken maddeli “duman” uygulamasında
hem doza dikkat edilmemesi hem de sürekli kullanılması sebebiyle direnci
yükselmiş varroa hatları bugün başımıza bela olmaktadır.
Amitraz Etken Maddeli Şerit Formunda
Ruhsatlı İlaçlar
Apivar
*Silikon şeritte 500 mg. Amitraz / Pakette 10 şerit
*Üretici Firma: Veto-Pharma (Fransa)
*Ruhsat Sahibi Firma: Civan
Apivar Uygulama Zamanı
* Sonbaharda (bal hasadını takiben) tek tedavi
uygulanmasının yeterli olduğu önerilmektedir.
* Gerekli durumlarda 2. tedavi erken İlkbaharda bal
akımı başlamadan 3 ay önce uygulanabilir.
*Ergin varroalara etki ettiğinden yavrusuz dönemde çok
daha etkili sonuçlar verir.
Apivar Doz
*5 çerçeveye kadar kolonilerde: 1 şerit
*5 çerçeveden daha güçlü kolonilerde: 2 şerit
Apivar Uygulama Süreleri
*Erken baharda şeritler 6 hafta kolonide kalabilir.
*Sonbaharda şeritler 6-8 hafta kolonide kalabilir.
*Şeritleri 8 haftadan daha fazla süre kovanda
bırakmadan almalıyız.
VARROA ve Kalıntı Veteriner İlaçları Maksimum Kalıntı
Limitleri Tebliği
Amitraz: 1 kg. bal / 200 µg (µg=mikrogram Gramın
milyonda biri)
Kumafos: 1 kg. bal / 100 µg (µg=mikrogram Gramın
milyonda biri)
Flumetrin: MKL yoktur.
* Formik Asit: MKL yoktur.
* Oksalik Asit: MKL yoktur.
* Timol: MKL yoktur.*
* Eğer bir veteriner ilacı için belirlenmiş bir
Maksimum Kalıntı Limiti yok ise bu durumda bu ilacın kalıntısının balda veya
petekte bulunmaması gerekir. AB’ne bal ihracatı yapan ülkelerin, MRL
belirtilmemiş ilaçların kalıntıları için, günümüz teknolojisinde genel kabul
edilen tespit limiti olan 10 µg/kg sınırına uymaları önerilmektedir.
Kimyasal Kalıntıları Hakkında
*Kumafos’un sadece %24’ü arılar tarafından alındığı
için %76’lık bölüm peteklerde birikmeler yapmaktadır. *Ballarda yapılan kalıntı
çalışmalarında limitler altında değerler görülürken aynı etken madde peteklerde
İsrail’de 70 kat ABD’de 30 kat gibi yüksek oranda görülmektedir. Peteklerin
uzun süre kullanılması ve dönüşümde etken maddenin arınmaması da sebepler
arasındadır.
*Yağda çözünen kimyasallara karşı gelişen direnç
yanında kalıntılar peteğe, bala ve propolise etki etmektedir.
*Tüketicilerin bilinçlenmesi ile özellikle arı
ürünlerindeki kalıntı sorunları gündeme taşınmadan arıcılar olarak
tedbirlerimizi almak durumundayız.
*Kolonilerde sentetik, yağda çözünen kimyasallar
yerine uçucu yağlar ve organik asitler kullanmalıyız.
**Yavru alanındaki peteklerde kalıntı, ballık
peteklerindeki kalıntıdan 12 kat yüksektir.
*Temel petek üretiminde kimyasal kalıntı içermeyen
balmumlarımızı kullanmalıyız. (Dalaklar ve Sırlar) Özellikle bal hasadında elde
ettiğimiz sırlar ile dalakları ayrı biriktirip 3-5 yılda kendi temel peteğimizi
ürettirecek kadar ham mum toplamak ana hedeflerimizden olmalıdır. Kabul etmek
gerekir ki hiçbirimiz peteklerimizde kalıntı yoktur diyemez. Birçoğumuzda bazı
şeyleri çok yanlış biliriz… Balmumları temel petek haline getirilirken yüksek
sıcaklıkta sterilize edilmiştir ifadeleri belki de rahatlatır bizleri.
Ancak doğrusu da bilinmelidir.
Balmumu kazanlarında yüksek ısılarda belirli süre
bekletilerek steril hale getirilen mumlarda sadece yavru çürüklüğü etmenleri olan
bakteriler yok olur, kimyasal kalıntılar ise homojen biçimde mum içerisinde
dağılır. Aynı kazana giren temiz mumlarda kalıntı ile tanışır.
İşte o yüzdendir ki tüketicilere süzme balı tercih
etmelerini önermeliyiz…
Bu durumun ülke ekonomisine balmumu katkısı da çok
yüksektir.
Kimyasalların kalıntı sorunları ve varroaların direnç
oluşturması sonucunda araştırmacılar tarafından başta Timol olmak üzere
bitkisel uçucu yağlar gündeme alınmıştır.
Laboratuvar ortamında 150’ye yakın uçucu yağ denemesi
yapılsa da Timol başta olmak üzere az sayıda ürün sahada başarılı olmuştur. Az
kalıntı bırakması ve balın doğasında da bulunması sebebiyle başarı oranı yüksek
Timol ve diğer uçucu yağ katkılı ürünlerin kullanımına başlanmıştır.
Timol (Kekik Yağı) (Uçucu Yağ Asidi)
Uçucu bitkisel yağlar organik arıcılıkta önerilen
ürünler arasındadır.
Timol nasıl etkiler?
Timol, hem temas hem de sistemik olarak varroaya etki
eder.
Etken maddenin verilmesi ile varroaların hücre
zarlarını ve tüm hücresel çalışmalarını bozarak sonuçta ölüme neden olur. Timol
buharı varroaların trakelerine de yakıcı ve öldürücü etkiler yapar.
Önerilenden daha yüksek sıcaklıklarda
uygulandıklarında kolonide geçici huzursuzluklar görülebilmektedir.
Timol Etken Maddeli Ruhsatlı İlaçlar
Obeson
*Her gram üründe 250 mg. Timol 50 gr. lık alüminyum
ambalajlarda Jel
*Üretici Firma: Sanovel
*Ruhsat Sahibi Firma: Sanovel
Obeson Doz
*Her bir koloniye 1 alüminyum kâse
*İhtiyaç durumuna göre 2 hafta sonra 1 kâse daha
verilerek etki süresi 4-5 haftaya kadar uzatılabilir.
Thymoset
*Plastik kutularda 15 gr. tozda 7,5 gr. timol
*Üretici Firma: ArıFarma
*Ruhsat Sahibi Firma: ArıFarma
Thymoset Doz
*Her bir koloniye 15 gr. toz içeren 1 plastik kutu
*İhtiyaç durumuna göre 2-3 hafta sonra 1 kutu daha
verilerek etki süresi 4-5 haftaya kadar uzatılabilir.
Ecostop
*6 adet 50 gr. Karton Tablet 5 gr. timol + 2 ml.
mentol
*Üretici Firma: Primavet (Bulgaristan)
*Ruhsat Sahibi Firma: Lavita
Ecostop Doz
*5 çerçeveye kadar olan kolonilere ½ tablet
*5 çerçeveden güçlü kolonilere 1 tablet
Api Life Var
*11 gr. 2 adet tablet %76 Timol %16,4 Okaliptüs Yağı
%3,8 Mentol
*Üretici Firma: CHEMICALS LIFE(İtalya)
*Ruhsat Sahibi Firma: Safa Tarım
Api Life Var Doz
*5 çerçeveye kadar olan kolonilere 1 tablet
*5 çerçeveden güçlü kolonilere 2 tablet
Biyovar-T
*20,8 gr. sünger 15 gr. Timol
*Üretici Firma: Biyoteknik
*Ruhsat Sahibi Firma: Biyoteknik
Biyovar-T Doz
*5 çerçeveye kadar olan kolonilere ½ sünger
*5 çerçeveden güçlü kolonilere 1 sünger
Timol Uygulama Zamanı
*Uygulama sıcaklığı en az 12 °C ile en fazla 30 °C
arasında olmalıdır. Bu aralıklar dışında kullanılması (özellikle 30 °C üzeri)
arılara zarar verebilir.
*Büyük bal akımından 1 ay öncesi ve bal hasadı sonrası
kullanılabilir.
Timol Kullanımı Hakkında
*Etken madde olan Timol, arıları cezbedici kokular
yaydığından kolonileri yağmacılığa açık hale getirir. Tüm arılıkta aynı anda
kullanılmalıdır.
*Yağmacılık eğiliminin yüksek olduğu dönemde
kullanılacağı için kolonilerin uçuş delikleri daraltılmalıdır.
Organik Asitler
Kimyasallar ve uçucu yağlarla birlikte gündeme
gelmişler ve yurtdışında 1995-1996 yıllarında en etkili yöntemlere ulaşılarak
uygun doz ve birçok metot bulunmuştur.
1980’li yıllarda organik asitler, yurtdışı ile
bağlantısı olan arıcılarımız tarafından kullanılmış ama emniyet tedbirlerini
alamamak ve umursamaz tavırlar dolayısı ile yaşanan kazalar sebebiyle
uzaklaşılmıştır.
İnternetin yaygınlaşması ile yurtdışı uygulamalarını
takip eden arıcılarla birlikte akademik birimlerinde katkı vermesi ile organik
asitler ülkemiz arıcılık gündemine girmişlerdir.
Ucuz olmaları, kalıntı riskinin az olması ve en
önemlisi varroaların direnç oluşturamamaları sebebiyle ağırlıkla amatör
arıcılar arasında kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır.
İlk yıllarda ilaç firmalarının ortaya koymuş oldukları
ucuz ve sağlıksız organik asitlerin kullanılmasının doğru olmadığı tavrı,
yerini etken maddelerin organik asitler olan ürünler çıkarmasını sağlamıştır.
İnternet üzerinde yapılan organizasyonlar ile
istediğimiz şartlara uygun organik asitleri ürettirebilme başarısını gösterecek
hale gelmemiz çok sevindirici.
Formik Asit (Karınca Asidi)
Gıdalarda koruyucu, hayvan yemi hazırlanmasında, deri
ve tekstilde, kireç çözücülerde, yapay tatlandırıcılarda ve kozmetikte
kullanılır.
Karıncaların kendilerini korumakta kullandıkları ve
savunma anında salgıladıkları sıvı ile aynı özelliklerde olduğundan karınca
asidi olarak bilinmektedir.
Isırgan Otunu Unutun. (Çünkü nedense hemen aklımıza
gelir... Eee madem ısırgan otunda var formik asit, o zaman kurusunu yaşını
koyalım kovana...)
Doğada bitkilerde de bulunan formik asit, en belirgin
olarak ısırgan otunda bulunur. Isırgan otunda yakıcılığı formik asit sağlar.
*Formik asit, organik asit olarak adlandırılsa da
sentetik olarak kimyasallardan üretilir.
*Yapısı gereği (Suda Eriyen) balmumunda birikmez.
*Süreç içerisinde balda bıraktığı kalıntı buharlaşarak
yok olur. (Tüm varroa etken maddeleri içerisinde bu özelliği ile öne
çıkmaktadır.)
*Balda normalde de doğal olarak eser miktarda formik
asit bulunmaktadır.
Formik Asit nasıl etkiler?
Formik asit, buharı ile kontakt (Temas) olarak
varroaya etki eder.
Formik asit buharının kovan içinde sıcaklık etkisi ile
buharlaşmaya başlaması sonucu arıların bu buharı kovan dışında atmak için
gösterdikleri havalandırma davranışı ile daha da kovan içine yayılan buhar,
varroaların solunum sistemindeki trakelerinde yakıcı etkiler yaparak ölümlerine
sebebiyet verir.
Kapalı gözler içindeki varroalara da etki ettiği
bilgisine rastlansa da akademik literatürde bu anlamda net bir çalışma
bulunmamaktadır. Çünkü bu konunun, çalışılması ve doğruluğunun test
edilebilmesi çok zordur.
Formik Asit uygulanacak kolonilerin polenlikli
kovanlarda olması koloni sağlığı açısından çok önemlidir.
Formik Asit Çok Tehlikelidir.
Formik Asit, içeriği gereği damlaması halinde açık
deride çok yüksek derecede yanıklar yapabilmektedir.
Kimyasal Asitlere dayanıklı eldivenler
kullanılmalıdır. Hiç olmazsa sıvıya dayanıklı 2 eldiven üst üste giyilmelidir.
Formik asit buharının solunum sistemine verdiği
zararları ölçmek çok zor olduğundan mutlaka asitlere dayanıklı filtreli
maskeler kullanmalıyız.
Formik Asit Tedbirleri
Maske
Koruyucu Gözlük
Eldiven
Bol Temiz Su
Bu tehlikeleri azaltmak adına ilaç firmaları kullanım
kolaylığı olan ürünleri piyasaya çıkarmaya başladılar.
Formik Asit Uygulama Sıcaklığı
En düşük ortam sıcaklığı : 14 °C
En yüksek ortam sıcaklığı : 25 °C
Düşük ısılarda buharlaşma gerçekleşmez.
Yüksek ısılarda aşırı buharlaşma sebebiyle ana arı ve
işçi arı ölümleri görülebilir.
Formik Asit Temini
Kimya üreticilerinden ve kimya ürünü satan yerlerden
temin edilebilir.
Formik asit, ticari olarak % 85’lik formunda satılır.
Formik Asit Uygulama Zamanı
*İlkbaharda büyük bal akımından 1 ay öncesi ve
sonbaharda bal hasadı sonrasında kullanılabilir.
*Uygulama süresince en önemli kriterler sıcaklık ve
koloni başı dozdur.
Formik asit, süreç içerisinde kovanı terk ettiğinden
varroa mücadelesinde kimyasallar kullanılsa bile baldan önceki kullanılacak en
son etken madde olmalıdır.
Formik Asit Hazırlama
*Formik asit buharı, havadan ağırdır ve kovanda dibe
çöker.
*Formik asit buharı, metalleri paslandırır.
Formik asit sıvısı, bal arılarına değdiğinde tahriş
eder. (Dokunan Arı Ölür.)
%65 Formik Asit Hazırlama
3 ölçek %85’lik Formik asit / 1 ölçek su
1 litre suya 3 litre %85’lik Formik asit katılırsa 4
litrelik %65’lik formik asidimiz olur.
%20 Formik Asit Hazırlama
1 ölçek %85’lik Formik asit / 3 ölçek su
3 litre suya 1 litre %85’lik Formik asit katılırsa 4
litrelik %20’lik formik asidimiz olur.
%85 Formik Asit Kullanımı
*Doz ve uygulama aparatları uygun olduğunda kapalı
gözlerdeki varroalara dahi etkili olduğu bilgilerine rastlanmaktadır.
*Mutlaka polenlikli kovanlarda uygulanmalıdır. Süreç
içerisinde uzmanlaştıkça bu oran çok başarılı bir şekilde kullanılabilmektedir.
%65 Formik Asit Kullanımı
*Akademik çalışmalarda ve saha uygulamalarında
önerilen %65’lik Formik Asittir.
*Polenliksiz kovanlarda da doza dikkat edilerek
kullanılabilir. Uygulama hatalarını bu oranla en aza indirmek daha kolay
olmaktadır.
%20 Formik Asit Kullanımı
*Polenlikli kovanlarda kolonilerin uzun süre kontrol
edilemeyeceği durumlarda polenliklere uygun kaplarda verilerek kullanılır.
*Asit buharı, su buharı ile koloniye taşınmaktadır.
Uzun süreli uygulama olduğundan hava sıcaklığı artışı riskleri içerir.
Sezonluk Formik Asit Uygulama Dozu
İlkbaharda
Toplamda En Fazla 80 cc.
Sonbaharda
Toplamda En Fazla 80 cc.
Yılda
Toplamda En Fazla 160 cc. geçmemelidir.
%65 ya da %85 Formik Asit Uygulama
Arı mevcuduna bakmadan tek katlı kovana 1 uygulama
dozu
(Haftada 4 gün) 35-50 cc. (40 cc.)
Günlük doz 8 – 12 cc. (10 cc.)
İster üst üste, ister bir gün atlayarak…
Asit uygulamaları için mutlaka 60 cc. şırınga
edineceğiz. Formik asit süreç içerisinde kristalleşme yaptığından her uygulamada
mümkünse yenisi kullanacağız. Eğer yenisini kullanmayacaksak uygulama öncesi ve
sonrası mutlaka bol temiz suyla yıkamalıyız. Asidi kovana verebilmek için daha
uygun kapaklı aparatlar henüz üretilmediğinden en uygun ürün hala şırıngadır.
Asit uygulaması ilk denemelerinde, arılık
bölümlendirilerek kademeli uygulama yapılmalıdır.
Tüm kovanlara aynı anda asit uygulaması
yapılmamalıdır.
Bu durum bize hem tecrübe kazandırır hem de bir
olumsuzluk durumunda arılığın tamamı zarar görmez.
%65 Formik asit hazır.
Şırınga hazır.
Eldivenler takılı.
Maske - gözlük takılı.
(Maske ve gözlüğü süreç içerisinde kullanmıyoruz
formik asit uygulamalarında ama emniyet emniyettir.)
Körük Yanıyor.
Tedbir amaçlı 1 kova temiz su hazır.
Peki, asidi nereye ve nasıl vereceğiz?
Arıcılıkta çok ileri ülkelerde bile
tartışılırken…
Her kovan için 1 tane 30 cc. Formik
kanallı çerçeve
1 cm. genişlik / 1 cm. derinlik / 30 cm. uzunluk
Arıların dokunmasını engellemek için sinek teli
zımbalanıyor.
Şırınga ile 10 cc…
(Eğer ahşapta ilk uygulama yapılıyorsa 1-2 gün önceden
kanal suyla doldurularak ahşap sıvıya doyurulmalıdır.)
Doz
1.Tur / 4 gün üst üste veya 1 gün arayla öğleden sonra
10 cc.
3 gün mola
Koloni-ana arı ve ölü varroa kontrol
Bulaşıklık yüksek kararı verilirse 2. Tur uygulanır.
2.Tur / 4 gün üst üste veya 1 gün arayla öğleden sonra
10 cc.
3 gün mola Koloni-ana arı ve ölü varroa kontrol
Değişik aparatlar
13 cc. kapasiteli Portatif PVC Formik Kabı
20 cc. kapasiteli Portatif Plastik Formik Kabı
*Plastik ve PVC aparatlarda buharlaşma hızı düşüktür.
Bu durumu test etmek adına birkaç kovanda deneme yapmak gerekir.
Günlük doz miktarında önemli olan, bir kovana 10 cc.
formik asit vermek değil günde 10 cc. buharlaştırmaktır.
Özellikle ilk uygulamalarda koloni tepkileri formik
aside yoğun iken takip eden uygulamalarda tepki düşer. O yüzden gerekirse
plastik aparatlarda kovana verilecek miktar arttırılabilir.
Yine plastik aparatlarda kolonilerin aparatlardaki
buharlaşmayı arısakızı ile kapatma davranışlarını iyi takip etmek gerekir.
Gerektiğinde temizlenmelidir.
%20 Formik Asit Uygulama
*Polenlikli kovanlarda kolonilerin uzun süre kontrol
edilemeyeceği durumlarda polen kaplarında 300 cc. verilerek kullanılır.
Plastik polenlikli kovanlar kullanımını gerektirir.
Alttan uygulamalarda varroalar sıvı içerisine düşüp,
karıncalar tarafından taşınamadığından daha etkili olduğu izlenimi verir.
Plastik polenlikli kovanları olmayanlar ise polen
kutularının içerisine uygun metal aparatlar kullanarak verebilir.
Hava sıcaklığı arttığında polenlikler geriye çekilerek
uygulamaya ara verilmelidir.
Formik Asit Etken Maddeli Ruhsatlı
İlaçlar
Forbeevar
*100 gr. Plastik şişedeki jelde 65 gr. Formik asit
*Üretici Firma: Merkez
*Ruhsat Sahibi Firma: Biohayat
Forbeevar Doz
*Her bir çerçeve üzerine 2 gr. (nohut büyüklüğünde)
jel.
Formiset
*4,9 ml. Formik asit emdirilmiş kartonlar
*Üretici Firma: ArıFarma
*Ruhsat Sahibi Firma: ArıFarma
Formiset Doz
*5 çerçeveye kadar kolonilere 1 şerit
*5 çerçeveden güçlü kolonilere 2 şerit
ArıFor
*6 gr. formik asit emdirilmiş pad
*Üretici Firma: Biyoteknik
*Ruhsat Sahibi Firma: Biyoteknik
Arıfor Doz
*5 çerçeveye kadar olan kolonilere 1 pad
*5 çerçeveden güçlü kolonilere 2 pad
Oksalik Asit
Kristal yapılı, beyaz renkli ve suda çözünebilen
organik asittir.
Mermer ve deri sanayinde aşındırıcı, kuru temizlemede
beyazlatıcı olarak kullanılır.
Balın yapısında da eser miktarda doğal olarak bulunur.
*Oksalik asit, organik asit olarak adlandırılsa da
sentetik olarak kimyasallardan üretilir.
*Yapısı gereği (Suda çözünen) balmumunda birikmez.
*Arılarda varroa mücadelesinde, Oksalik Asit-Dihidrat
kullanılması gerekmektedir.
*Formik asit gibi buharlaşmadığı için balda tat
kalıntısı bırakabilmektedir.
*Balın kalitesini etkilememek için sonbaharda
uygulanması önerilmektedir.
*Varroaya karşı sonbaharda uygulanan Oksalik asidin
gelecek mevsim balda kalıntıya etkisi bulunmamaktadır.
Oksalik Asit nasıl etkiler?
Oksalik asit, hem damlatma yöntemi hem de sublimleşme
(buhar) yöntemi ile kontakt (temas) olarak varroaya etki eder.
Oksalik asit; varroaların yumuşak dokularını,
tüycüklerini, beslenme organlarını ve beslenme organı alt ve üst kısmında
bulunan merkezi sinir sistemini tahriş ettiğinden yaşamsal fonksiyonlarını
süreç içinde kaybederek, ölür.
Oksalik Asit Damlatma
Oksalik asit damlatma uygulamasının amacı, kışa
girişte kolonide savaşım sonrasında kalan varroaların yok edilmesini
hedeflemektedir.
Yılda 1 kez Yavrusuz dönemde uygulandığında %95 ve
üzeri etkinlik gösterdiğinden kışa giriş öncesi tek uygulama öneriliyor.
Tek uygulama önerilmesinin en büyük gerekçelerinden
birisi de damlatma yönteminde arılar asitli şurubu temizleme davranışı
gösterdiklerinden bünyelerine asidin girmesinden dolayıdır.
Oksalik asit, arılar tarafından yüksek dozda
tüketilmemelidir.
Oksalik Asit Damlatma Uygulaması
Yavrunun bittiği ve henüz başlamadığı
dönemde…
Arı uçuşu yok ve koloni salkımda.
Arı Diski
Salkıma geçmiş arıda, çerçeve arasındaki her arı
topluluğuna arı diski denilir. Oksalik Asit Damlatma uygulamasında Arı diski
sayısı esas alınır. Salkımda 3 arı diski ve daha az kadrosu olan zayıf
kolonilerde oksalik asit damlatma uygulaması riskler içerir. Zayıf kolonilerde
yapılması zorunlu ise doz düşürülmelidir.
%4 Oksalik Asit Çözeltisi Hazırlama
1 litrelik şişeye
40 gr. Oksalik Asit Dihidrat
400 gr. Toz Şeker (Bulaşma ve yapışma etkisi için)
Geri kalan bölüme ılık su doldurulur.
Çalkalanarak çözelti hazır hale getirilir.
1 litre %4’lük çözelti 200 çerçeveliktir.
%4 Oksalik Asit Damlatma Uygulaması
%4 Çözelti ılık halde hazır.
Şırınga hazır.
Eldivenler takılı.
Körük Yanıyor.
Her arı diskine 5 cc. çözelti ılık halde iken,
arıların üzerine damlatılır.
Arılar birbirleriyle olan temaslarında asidi
birbirlerine bulaştırıyorlar ve böylece bütün arılara dağılmış oluyor.
Doz aşımında özellikle zayıf kolonilerde kadro
kayıpları gözlemlenebilir.
En doğru dozu arıcı süreç içerisinde tecrübe kazanarak
bulmaktadır.
Oksalik Asit Buharlaştırma
*Oksalik asit damlatma ile varroalara ulaştırılmaya
çalışılan oksalik asidin buhar halinde verilmesi çalışmaları da 1990’lı
yıllarda hız kazanmıştır.
*Buharlaştırma için çok sayıda aparat
geliştirilmektedir.
*Oksalik asit damlatma esnasında tehlikesi az olan
uygulama, buharlaştırma ile tehlikeli hale gelmektedir.
*Oksalik asit buharı, insanlar için çok boğucu ve
yakıcıdır.
Kesinlikle maske, uygun filtre ve eldiven
kullanılmalıdır.
Filitreler özellikle organik asit korumalı olmalıdır.
Aparatlar
Tekli Aparat
6’lı aparat
*Langstroth kuluçkalıklarında arı gücüne bakılmaksızın
2 gr. oksalik asit dihidrat buharlaştırılır.
Oksalik buharlaştırma uygulaması bal dönemi hariç her
dönemde birden fazla uygulanabilir.
*Arı uçuşunun en az olduğu günler ve saatler tercih
edilmelidir.
*Polenlikli kovanlarda polenlikten buharlaştırma ile
arıların sıcak boru ile temasları da önleniyor.
*Kovan arkasından 3-4 çerçeve arasına gelecek şekilde
aparat borusunun girebileceği ebatta delikler delindiği uygulamalar da
görülmektedir.
Bu durumda arılar pürmüz ateşinden huzursuz
olmayacaklardır.
*Oksalik buharı ince tabaka halinde tüm arıları
homojen biçimde kaplamakta ve arı üzerindeki varroalara etki etmektedir.
*Oksalik buharı ile ilgili çalışmalar akademik çalışma
yapılan uygulama arılıklarında da kullanılmaktadır. *Oksalik asit buharı
uygulamaları birden çok yapılacaksa 3-4 gün arayla yapılmalıdır.
*Oksalik asit uygulaması sonrası varroa ölümleri 3.
günden sonra yoğunlaşır. İlk günlerde seri ölümler görülmez.
Oksalik Asit Etken Maddeli Ruhsatlı
İlaçlar
Oxbeevar
*100 gr. Oksalik asit
*Üretici Firma: İlteriş
*Ruhsat Sahibi Firma: Biohayat
*Doz ve kullanımı oksalik asitte arz edildiği
şekildedir.
Ruhsatlı İlaçlar Hakkında
*Ruhsatlı ilaçların neredeyse tamamı yüksek bedelleri
ile bizlerin belini büküyor.
*Ancak koloni kayıplarımıza ve zayıf kadrolarımıza
bakıldığında ruhsatlı ilaçlar olmadan da başarmak mümkün değil.
*Ülkemizde koloni başı teşvik uygulamasının
kaldırılarak varroa mücadele ilaçlarının toplu temin edilmesi konusunda
çalışmalar yapılmalıdır.
*Arı Yetiştirici Birlikleri tarafından, birlikte
hareket etme gücünü kullanarak uygun şartlarda ilaç temini konusunda çalışmalar
yapılmalıdır.
Ama nedense bazı birliklerde arıcı üyelerini yolunacak
kaz modunda görmeye devam ediyorlar.
Bizler ne yapabiliriz?
Koloni teşvikinden gelen tüm meblağı varroa mücadelesi
için harcamaya özen gösteririm ve bunu şiddetle sizlere de tavsiye ederim.
30 arısı olmayanlar ise Voltran yapsınlar.
Kesinlikle ilaç paraları devletten gelir. Birlik olmak
böyle bir şey olmalı zaten.
Ancak yine bazı birliklerin giriş ve yıllık aidatları
çok uçuk miktarlarda olduğundan 30 koloniden gelecek destek ile birlik
giderleri bile karşılanamamaktadır.
Yardımcı Varroa Mücadeleleri
Kimyasal olmayan ve kalıntı riski taşımayan
uygulamaların sonucunda elde edilen başarı oranı %80’den daha düşük ise
yardımcı varroa mücadelesi kapsamında değerlendirilmelidir. Tek başlarına
başarı sağladığını düşünmek ise varroayı tanımamak demektir…
Tütün
Çam yaprağı
Sarımsak
Pelin
Ada çayı
Kimyon
Kekik
Okaliptüs
Ardıç
Nane
Pireotu
Ceviz
Lavanta
Turunçgiller
Bitkiler, yaprakları, kabukları ve diğerleri…
En yüksek başarı oranı % 75 civarı…
Bal Akımında Varroa Mücadelesi
Varroanın erkek arı gözlerini daha fazla tercih ettiği
gerçeğinden hareketle. Sır tarağı ile erkek kurtçukları sökmek…
Erkek arı kurtçuğu yapılmış bölümleri
kesip atmak…
Güçlü kolonilere boş çerçeve vererek, arıya erkek arı
peteği ördürüp yavruyu kapatınca alıp imha etmek…
Erkek arı kurtçuklarını imha etmek üzere kasnak
çerçeveler daha az mum harcanması açısından çok başarılı sonuçlar vermektedir.
Ana arının 1 ya da 2 çerçevelik kafeslere alınarak
yavrularını kapattığında ilgili çerçevelerdeki yavruların iptal edilmesi…
Bal hasadının hemen ardından mevcut ana arı tüpe
alınarak yavrulamayı kontrol altına almak…
Belirli sürelerde ana arı memesi
kontrolü…
7 günde 2 kez meme temizliği (Doğal Arı Sütü)
Ya da 7 gün sonunda tek kontrol.
Bu süreç içerisinde gerekirse ana arı da değiştirilir.
Kesin başarının yolu budur. 21 gün sabredebilmektir.
21 gün sonunda kolonide genç ana arı ve sıfır yavru…
Ne ararsanız arının üzerinde… Zor bir işlem aslında. Ancak hiç olmazsa denemek
amaçlı 1-2 kolonide denemek faydalı olacaktır. Eski ana arıyı 1 hafta sonunda
koloniden uzaklaştırıp genç ana arıyı 2 hafta kafeste (tüpte) tutarak koloni
yalancılamaz.
Koloni sayısı yüksek arılıklarda uygulanması mümkün
değil. Ama az arısı olup ana arısını da değiştirmek isteyen arıcılar için
uygulanabilir bir yöntemdir.
Sabit arıcılık yapanlar, uygun etken maddelerle
zamanında mücadele yaptığı takdirde bal akımında erkek arı imhası dışında
mücadeleye gerek yoktur.
Sabit arıcılıkta erken dönemde yoğun bal akımı
gerçekleştiği yıllarda ise erken bir hasat yapılarak diğer hasada kadar geçecek
süre göz önüne alarak 2 hasat arası organik asitlerle varroa mücadelesi
gerçekleştirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder