A-
Bal Arının Taksonomisi
Dünyada
100.000 dolayında böcek türü taksonomik olarak sınıflandırılmıştır. Bu 100.000
tür içinde 23.000 dolayında arı türü bulunmaktadır. Bal arıları evrimleri
süresince diğer böcek türlerinden farklılık göstererek kendilerine has morfolojik
ve anatomik yapılarını geliştirmişlerdir. Örneğin bal arılarında polen
toplamaya yarayan polen sepetçiklerinin oluşması, nektar ve polenle beslenmeye
geçiş bu farklılaşmanın en tipik örnekleridir. Hayvanlar aleminin böcekler
sınıfında yer alan bal arısının taksonomisi aşağıda verilmiştir.
Alem (Kingdom) :Hayvanlar
(Animalia)
Şube (Phylum) :Eklembacaklılar
(Arthropoda)
Alt şube
(Subphylum) :Antenliler (Antennata)
Sınıf (Class) :Böcekler (Insecta)
Takım (Order) :Zar
kanatlılar (Hymenoptera)
Familya (Family) :Arılar
(Apidae)
Cins (Genus) :Bal
arıları (Apis)
Tür (Species) :Bal
arısı (Apis mellifera)
Apis
cinsi içinde "Batı" bal arısı olarak adlandırılan Apis mellifera
dışında 3 tür daha bulunur ki bunlar "Doğu" bal arısı türleri olan;
Apis cerana, Apis dorsata ve Apis florea'dır. Dünya bal üretiminde A.
Cerana'dan kısmen yararlanılırken üretimin tamamına yakın kısmı A. mellifera
kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Diğer 2 tür ise kovana alınamamış olup
doğal yuvalarda tek bir petek üzerinde yaşamaktadırlar.
Arı
taksonomisinde türden sonra ırklar yer almaktadır. Örneğin Anadolu ırkı, Apis
mellifera anatolica olarak ifade edilir.
B-
Arının Vücut Yapısı
Genel
morfolojik yapısı bakımından diğer böceklere benzemekle birlikte, arının vücudu
yumuşak yapıda olan yoğun bir kıl örtüsü ile kaplıdır. Arının vücudu baş, göğüs
ve karın olmak üzere üç kısımdan meydana gelir. Başta gözler, duyargalar ve
ağız parçaları bulunur. Baş, vücudun ikinci kısmı olan göğüse ince oynak bir
boyunla bağlıdır. Göğüs ve karının dış kısmı segment denilen halkalardan
oluşur.
1. Baş
Arılarda baş önden bakıldığında bir
üçgeni andırır. Başta; gözler, duyarga ve ağız parçaları bulunur. Gözler bir çift bileşik (petek) göz
ile üç adet basit gözden ibarettir. Basit gözlerin her biri binlerce küçük
üniteden oluşmaktadır. Bileşik göz; ana arıda 3.000, işçi arıda 4.000 ve erkek
arıda 8.000'den fazla gözcüğün birleşmesinden meydana gelmiştir. Gözün her bir
ünitesi bakılan cismin küçük bir kısmını görür ve bu görüntüler birleştirilerek
cismin görüntüsü tamamlanır.
Arılarda koku, tat ve
dokunma-hissetme duyularını algılayan bir çift duyarga (anten) başta
bulunmaktadır. Bu duyargalar oldukça kuvvetli kaslar yardımıyla her yöne
hareket etme kabiliyetine sahiptirler. Duyargalar dişilerde 12, erkeklerde 13
halkadan meydana gelmiştir. Duyargalar içerisinde bulunan sinir uçları
sayesinde arılar duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da
algılayabilmektedirler. Arıların duyargaları o kadar hassastır ki 2 km
mesafeden balın kokusunu algılayabilirler.
Arılar; üst dudak, üst çene, alt çene
ve alt dudak olmak üzere dört kısımdan meydana gelen yalayıcı-emici ağız tipine
sahiptirler. Alt çeneleri yardımıyla koparıcı özellik gösterirler. Alt çene ve
alt dudak birlikte uzanarak hortum şeklindeki “probozis”i oluştururlar.
Probozis ve bunun uzantısındaki dil sıvı gıdaların alınmasını sağlar. Dil
uzunluğu, arı ırkına göre değişmekle birlikte 6-7 mm arasındadır. Arının, üzeri
kıllarla kaplı bulunan dil kısmı iç içe geçmiş sert halkalardan oluşur. Bu
halkalar arasında zarımsı, dar ve tüysüz kısımlar vardır. Bu yapısından dolayı
dil gerektiğinde uzayıp kısalabilme özelliğine sahiptir. Beslenme işlemi
bittiğinde probozis kıvrılıp başın arka kısmına katlandığında dil eski haline
nazaran oldukça kısa görünmektedir.
İşçi
arılar üst çenelerini polen almak, petek yapımında mum işlemek, herhangi bir
şeyi tutup kavramak gibi işlerde kullanırlar. Arılarda hortum (dil) nektar,
bal, şurup veya su gibi sıvı besinleri almak için kullanılır. Dil, arının emme
işlevini yerine getiren organıdır.
Baş, iç
yapı itibariyle de önemli salgıların üretildiği kısımdır. İşçi arıların yutak
üstü salgı bezleri genç yaşta arı sütü, daha ileri ki yaşlarda baldaki sakarozu
parçalayan enzimleri salgılarlar. Çenede bulunan salgı bezleri ana arıda ana
arı feromonunu, işçi arılarda ise alarm feromonunu salgılar.
2.
Göğüs
Arılarda
göğüs hareketi dört segmentten meydana
gelmiştir. Karnın ilk halkası göğsün son halkasıyla birleşmiştir. Göğüste
bulunan üç segmentte her birinden bir çift olmak üzere, üç çift bacak ve iki
çift kanat bulunmaktadır. Bu nedenle göğüs arının hareket merkezi olup güçlü
kaslarla doludur.
Bacaklar,
arının hareket etmesini sağlaması yanında başka görevlere de sahiptirler.
Öndeki bir çift bacak baş ve antenlerin temizliğini yapmada kullanılır. Orta
bacaklar daha ziyade dayanmayı-tutunmayı sağlar. Aynı zamanda polenin göğüsten
ve ön bacaklardan arka bacaklara aktarılmasını ve polen sepetine doldurulmasını
sağlar. Üzerindeki sert tüyler nedeniyle bunlara "fırça" da
denilmektedir. Arka bacaklar üzerinde bulunan polen sepetçiği polenin kovana
taşınmasında kullanılır.
Bal
arılarında iki çift kanat bulunur. Kanatlar, çok ince zardan yapılmış olup
kitinleşmiş damarlarla desteklenmiştir. Ön kanatlar, arka kanatlardan daha
geniş, daha uzun ve daha damarlı olmakla birlikte uçuşta ikisi birlikte
çalışmaktadır. Kanatlar uçmanın dışında
uçuşu yönlendirmeyi de sağlarlar. Arılar kanatlarını kullanarak havada belirli
bir noktada sabit kalabilmekte, uçuş yönlerini değiştirebilmekte ve ani olarak
çeşitli yönlere dönüş yapabilmektedir.
3. Karın
Arıların
karın (abdomen) kısmında mide, bağırsak ve üreme organları gibi iç organlarla,
balmumu, zehir ve nasanof salgı bezleri ile iğne bulunur. Bal arısı larvasında
10 adet abdominal segment vardır. Fakat birinci abdominal segment göğüsle
birleşir ve ergin arıda 9 segment bulunur. Son karın segmentleri de iç içe
girerler ve böylece işçi ve ana arıda 6 segment varmış gibi görünür. 8., 9.,10.
segmentler küçülerek 7. segment içerisine gizlenmiştir.
İşçi
arıların 4, 5, 6 ve 7. karın halkalarında her birisinde sağlı-sollu bir çift
mum salgı bezi (balmumu aynası) bulunur. İşçi arı hayatının balmumu yapma
döneminde kalınlaşarak mum salgılama yeteneğini kazanır. Mum, sıvı olarak
aynalar üzerine salgılanır ve mum ceplerinde katılaşarak küçük pulcuk haline
geçer. Arılar, zincirleme birbirine tutunarak özel hareketlerle balmumu
salgılarlar. Ayaklar yardımıyla ağıza götürülen balmumu pulcukları orada
yumuşatılarak yoğrulmakta ve böylece petek gözlerinin yapımında
kullanılmaktadır. Mum salgılama dönemini tamamlayan işçi arılarda mum salgı
bezleri dumura uğrayıp birer sıra hücre tabakasına dönüşürler.
İşçi
arıların 7. abdominal segmentinin iç yüzeyinde ve sırt halkasının ön kenarına
yakın kısmında büyük hücrelerden oluşan koku bezi (nasanof bezi) bulunmaktadır.
İşçi ve ana arıda abdomenin sonunda iğne bulunur. İğne, iğne odacığından çıkan
ince, sivri uçlu bir savunma organıdır. İşçi arıların iğnesi geriye doğru
çentiklidir. Bu yüzden işçi arı sokmak üzere iğnesini bir yere batırdığında
geri çekemez ve bunun sonucunda organını kaybederek ölür.
H:
Baş, Th: Göğüs, Ab: Karın, E: Bileşik göz, Ant:Anten, Lm: Labrum, Lb:
Labium Md: Mandibula,
Mx: Maksilla, Prb; Probobsis,
Gls: Glossa (Dil), Tg: Tergit, W2 : Ön kanat, W3 : Arka
kanat, Sp: Stigma, L1 : Ön bacak, L2 : Orta bacak, L3
: Arka bacak, Stn: Sternit
Ergin işçi
arının dış vücut yapısı
C-
Arının Biyolojik Gelişme Dönemleri
Bal
arıları yaşama bir yumurta olarak başlarlar. Ana arının petek gözlerine
yumurtladığı döllenmiş yumurtalardan işçi arılarla ana arılar, dölsüz
yumurtalardan ise erkek arılar meydana gelir. Bir arının gelişmesinde yumurta,
larva ve pupa olmak üzere 3 farklı gelişme dönemi vardır. Arılarda yumurtadan
ergine toplam gelişme dönemi; ana arıda 16, işçi arıda 21 ve erkek arıda da 24 gündür.
1.
Yumurta
Arı
yumurtası, silindir şeklinde, uçları yuvarlak ve uzun ekseni boyunca eğri bir
dışbükey görünümündedir. Petek üzerinde işçi arı yetiştirmek için yapılmış
gözler (hücreler) küçük, erkek arı yetiştirmek için yapılanlar ise büyüktür. Ana
arı, büyük göze dölsüz, küçük göze döllü yumurta bırakır.
Yumurta,
petek gözüne bırakıldığı zaman dikey konumdadır. Dikey konumda bırakılan
yumurta yavaş-yavaş yana eğilerek üçüncü günün sonunda petek gözünün tabanında
tamamen yatay bir konuma girer ve larvaya dönüşür. Bu özellikten faydalanarak
petek gözündeki yumurtanın kaç günlük olduğu kolayca anlaşılır. Tüm arı
bireylerinde yumurta dönemi 3 gündür.
2. Larva
Bal arısı
larvası gelişme dönemlerinde renk,
şekil, hacim olarak çok hızlı ve önemli değişiklik gösterir. Bu dönemde vücudu
oluşturan halkalar üzerinde gözenekler bulunur ve başta ağız parçaları
oluşmuştur. Larva dönemine geçmeden az önce işçi arılar, yumurtanın yanına arı
sütü koymaya başlamışlardır. Larvanın çıkışıyla birlikte göze oldukça fazla
miktarda arı sütü bırakılır. Larva, yumurtadan çıktığı an arı sütü ile
beslenmeye başlar.
Bütün arı
bireyleri larva döneminin ilk üç gününde 5-15 günlük işçi arılar tarafından
salgılanan arı sütüyle beslenirler. Larvaya verilecek arı sütünün ölçüsü ve
kalitesi bireylere göre değişir ve en çok arı sütünü ana arı larvaları tüketir.
Ana arı larvaları, bütün larva dönemi boyunca işçi arı larvalarına göre, daha
sık ve daha zengin arı sütüyle beslenirler. Döllü yumurta, bu beslenme
farklılığından dolayı işçi veya ana arı olarak farklı bireyler şeklinde
gelişebilmektedir. Yani döllü yumurtalardan meydana gelecek ferdin işçi veya
ana arı olması onun larva dönemindeki beslenme şekline bağlıdır.
3. Pupa
6 günlük
larva döneminde 5 kez gömlek değiştiren larva pupa dönemine girer. Yumurtadan
itibaren 8. günün sonunda işçi arı larvası içeren gözün ağzı mühürlenir. Larva
9. gününde başındaki özel bir bezden salgıladığı salgıyı kullanarak bir kozaya
dönüşür. Larva, 10. gününde bu kozasında hareketsiz olarak durur. Bu devre
prepupa (pupa öncesi) devresi olarak adlandırılır. Prepupa 11. günde pupa olur.
Pupa dönemi prepupa dönemiyle birlikte ana arıda 7, işçi arıda 12 ve erkek
arıda ise15 gündür. Basit olarak arının; yumurta ve larva dönemi açık yavru,
pupa dönemi de kapalı yavru olarak adlandırılır. Ana arı, işçi arı ve erkek arı
için toplam açık yavru dönemi sırasıyla 8.5, 9 ve 9.5 gün olup benzer sıra
içinde kapalı yavru dönemleri ise 7.5, 12 ve 14.5 gündür. Kapalı yavru dönemi
süresinin erkek arılarda daha uzun olması
özellikle varroa mücadelesi yönünden önem arz eder. Bu süreye bağlı
olarak varroa, işçi arı kapalı yavru hücrelerine göre erkek arı kapalı yavru
hücrelerinde daha fazla nesil üretir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder